Temmuz Yağmuru Yağsa Hatunderede Kurumuş Kekikler Sulansa Didem MADAK'ın ruhuna saygıyla...
Kaf dağının eteklerinde Fefe'nin yumruğu kadar yağmurda bile açan masmavi çiçekler varmış.
Boyu Cece'nin dizine kadarmış çiçeklerin .
Çiçeklerin arasından sürgün veren yeşillikler hem mavi yeşil suya uzanırmış hem de büyük kavak ağaçlarına ...
"Ağaçlar ,toprağın gökyüzüne yazdığı şiirlerdir ". Halil CİBRAN diye iç geçirmiş Fefe .Fefe günlerden bir gün yağmurda bile masmavi açan çiçeklere ve ve yağmurun şarkısı ile dans eden kavakların salınımına bakarak hüzünlenmiş aklının içinde ne zaman yağmur yağsa "yağmurun elleri" şarkısı çalarmış. Şarkının hüznü ile izmirli bir ŞAİR'in hüznüne gitmiş aklı Fefe'nin .
Hani konuşmak istermiş de konuşsa yorulacakmış gibi hissetmiş.
Nisanda doğmuş bu şair ,doğduğunda yağan yağmur öldüğünde de temmuz sıcaklığına yağmur indirmiş .
Menemen Hatundere'de adına bir köy kütüphanesi olduğunu bütün İzmirli çocuklar biliyor muymuş?
Fefe hüzün şairi Didem MADAK'ın kitabını almış eline bugün canı hiç balık tutmak istememiş şairi düşünmek şair gibi olmak istemiş .
Siz aşk'tan n'anlarsınız bayım?
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayım
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım! Didem MADAK ...
Kitabı göğsünün üzerine kendini de sırt üstü kanepeye bırakan Fefe kapamış gözlerini. Şimdi yedi yaşında bir çocukmuş gözleri sürgüne giden bir babaya özlem acıtmış içini .. açmış gözlerini tekrar kapamış şimdi onüç yaşında ergen olmaya başlayan bir kızmış ama ruhu hala yedi yaşındaymış çünkü annesini meleklerin diyarına uğurlamış artık küçük Didem hep küçük kalacakmış .
Babaya sarılırım diye düşünürken babası evlenmiş başka biriyle ve kazandığı üniversiteye bile doğru düzgün parasızlıktan gidemeyince ondokuzunda evermiş kendini evden kurtulayım da ne olursa olsun diye . İyi gitmeyen evliliği belki yıllar sonra yarım bıraktığı eğitimine devam etmesi için bir azim olmuş hiç büyümeyen küçük Didem için .
41 yıllık yaşamıma neyi kadar sığdırabilmiş bilinmez ama "Yüzüm Güvercinlere Emanet"diye yummuş genç yaşta gözlerini .Şiirlerini bize adını Menemen'de bir kütüphaneye miras bırakarak .
Fefe yüzünden süzülen gözyaşını silmiş ve Ceceye içindeki hüznün üzerine ateş dökmüşcesine neşeyle seslenmiş.
Cece Hatundere'ye gidelim mi ?
Yağmur yağdı ,biraz şiir biraz da kekik toplarız.
SELCEN HATUN I 12.07.2024
www.instagram.com/selcenhatununmasallari